Sevdiklerimle gelecek kaygısı olmadan yaşamak istiyorum

Sevdiklerimle gelecek kaygısı olmadan yaşamak istiyorum

Selam! Ben Cansu, şu anda görsel tasarım alanında full-time freelancer olarak çalışıyorum. Klasik yolun aksine kariyerim 2014’te freelance ile başladı ve farklı şekilde ilerledi. Bu hikayeyi ilgilenenlerle paylaşmak üzere yazıyorum.

Kısaca kendimi tanıtmak gerekirse İzmir’liyim ve üniversiteye kadar İzmir’de okuduktan sonra üniversite hayatımı İstanbul’da geçirdim. İTÜ Endüstri Ürünleri Tasarımı mezunuyum. Bunun bir yılını da İtalya’da Erasmus öğrencisi olarak geçirdim. Mesleki anlamda bu bir yılın bana kattıkları, orada aldığım eğitim sayesinde görsel alanda freelance kariyer yapabilme imkanım oldu.

Freelancer’lığa nasıl başladım?

Freelancer olma hikayemin 2 adımı var. Birinin mecburiyetten, diğerinin de bilinçli bir karar olduğunu söyleyebilirim. İlk freelancer yolculuğum için 2014 yılına gidiyoruz.

Yeni mezun olarak hayatımda birçok şey değiştirerek, aslında tüm hayatımı geride bırakarak Brezilya’ya taşındım ve orada yüksek lisans yapmaya başladım. Burs almayı da başarmıştım, ancak haftada 2 gün olan dersler ile boş zamanım kalıyordu ve pratik meslek tecrübesi edinmiyor olmak biraz rahatsız ediyordu. Fakat yaşadığım yerde bana uygun pek iş olanağı yoktu.

Bunun üzerine, 2013 Ekim’de profil açıp, yalnızca bir iş alıp devamını getirmediğim Upwork’e bir bakınayım (o zamanki adıyla Elance) dememle beraber freelance yolculuğum başladı.

Henüz yeni mezun ve kendi yolunu bulmaya çalışan biri olarak aslında ürün tasarımı yapmak istiyordum ancak bu alanda pek bir piyasa olmaması, mevcut projelerin de ekip işi olması sebebiyle birkaç iş alabildim, geri kalan işlerimin çoğu grafik alandaydı. Neyse ki grafik alanı da çok seviyordum ve yavaş yavaş kendime portfolyo oluşturmaya da başlamıştım.

Zaman geçtikçe marka ve ambalaj tasarımı üzerine tecrübem oluştu ve yalnızca bu alanlardan iş almaya doğru ilerledim. Çalışmaya başladıktan birkaç ay sonra Top Rated oldum, profilde güzel yorumlar arttıkça işleri daha kolay alıyordum.

https://www.instagram.com/cansudagbagli/

Bir yandan yüksek lisans yaptığım için tüm zamanımı işlere veremiyordum, yine de hem projeler hem de gelir yavaş yavaş yükseliyordu. 1 yıl sonra farklı bir burs alarak tezimle ilgili 1 yıllık bir projede kurumsal bir firmada full-time çalışmaya başladım. Bu gelişmeden sonra freelance işler tabi ki azaldı, işten arta kalan zamanlarımda yapabileceğim ölçekte ayda birkaç iş alabiliyordum.

Freelancerlık sürecinde yaşadığım zorluklar

Freelance hayatın ilk zamanlarında oldukça bocaladığımı söyleyebilirim. Özellikle çok subjektif olan kreatif alanlarda bir iş yapıyorsanız müşteri iletişimi en çok zorlayan konu olabilir. Maalesef freelance konusunda deneyimi olan ve bana yol gösterecek kimse yoktu o zaman. Hatta etrafımdaki çoğu insan internetten bu şekilde para kazanabileceğine bile inanmıyordu. Evden freelance olarak çalıştığımı söyleyince insanlar garip ve inanmayan gözlerle bakıyordu.

İletişimin yanı sıra kendi iş miktarımı/tempomu da ayarlamakta zorlandığım zamanlar oldu. Keşke bana “Fazla işin varsa demek ki ucuza çalışıyorsun” diyecek biri olsaydı. Bunları kendim öğrenmek zorunda kaldım. Dolayısıyla 1-2 defa burn-out yaşadım. Burn-out’u en çok tetikleyen şey de saygısız ve işi beğenmeyince hakaret etmeye başlayan müşterilerdi. Bu eleştirileri kaldırabilmek için tecrübe sahibi olmak ve müşterinin söylediklerini kişisel algılamamak gerekiyor.

Zorlukları olmakla beraber kendi işinin sahibi olmanın tadını almıştım, bir şahıs şirketi açmıştım ve freelance işlerden kazandıklarım ile 2015’te ilk Macbook Pro’mu aldığımda kendimle gurur duymuştum. Benden sonra birkaç arkadaşımı daha Upwork’e başlattım.

Freelance kariyerin ikinci adımı

2016 yılına geldiğimizde yüksek lisansım bitti, Türkiye’ye dönerken İstanbul’da kurumsal bir firmada işe girdim ve 2021 Ekim’e kadar, yani 5 yıl çalışmaya devam ettim. Kurumsal tecrübem freelance uzmanlaştığım alandan farklı, Kullanıcı Deneyimi alanında ve bu alanda da çok severek çalıştım.

Buradan sonraki hikayem pandemide freelance hayata yönelen kişilerle paralel ilerliyor. Bir ARGE çalışanı olarak yalnızca 3 ay evden çalışma şansım oldu, daha sonrasında mecburi şekilde %50-%60 gibi oranlarda ofise gitmek gerekiyordu. Bu sıralarda tekrar freelance hayata dönme düşüncesi oluşmaya başladı.

Freelance hayata tekrar atılmak ile ilgili kafamdaki şüpheler herkesinkiyle benzerdi, “işler sürekli olacak mı?”, “yeterince kazanacak mıyım?”, “müşterilerle iletişimi yıpranmadan sürdürebilecek miyim?”, “ya burn-out olursam?”, “kendim tek başıma çalışma disiplini sağlayabilecek miyim?", daha önceki freelance tecrübemin de verdiği bilgiyle “yalnızlık beni kötü etkileyecek mi?” gibi kaygılar vardı.

Uzunca bir düşünme süreci sonrasında freelance hayata tekrar karar verdiğimde ise bu kaygıların çoğuna çözüm bulmak için kafamda bazı planlar vardı.

Freelancer olmaya iten sebepler

O düzenli maaşın konforunu ben de seviyordum elbette, yaptığım işi ve çalıştığım insanları da çok seviyordum. Toplam 6 yıl kurumsal hayatın bana kattığı çok şey olduğunu düşünüyorum hala. Ancak tek başıma ilerlemenin zamanı geldiğini hissetmiştim ve bunun en büyük sebebi artık özgür olma isteğimdi.

Seyahat etmeyi çok seven biri olarak, pandemide bile ofise gitmek zorunda olmak beni kariyerim hakkında tekrar düşünmeye itti. 30 yaş etkisi de olabilir, hayattan ne istediğimi düşündüm bir süre boyunca. Sonunda da en doğru kararın düzenli işi bırakıp kendi kanatlarımla uçmak olduğu sonucuna vardım.

Şu anda bu satırları yazarken full-time freelance hayatın 6. ayını bitirmiş durumdayım ve tabi ki hayatta her şey olabilir, ama benim için ofis hayatına dönmenin artık çok zor olduğunu hissediyorum.

Bana göre freelance hayatın en güzel yanı istediğim yerden ve istediğim zaman çalışabiliyor olmak.

Bunun yanındaki diğer tüm avantajları zaten çok kez duymuşsunuzdur:

  • İstediğiniz kadar çalışmak
  • İstediğiniz projelerde çalışmak
  • Müşterileri kendi kriterlerinize göre seçmek
  • Türkiye’de yaşayan biri olarak döviz kazanmak
  • Kendi yarattığınız bir işin verdiği tatmin
  • İşinizi büyütme potansiyeli

Hayallerim neler?

2. defa freelancer’lık serüvenine atılmadan önce neden para kazanmak istediğim üzerine çok düşündüm. Aynı zamanda ne kadar para kazanmak istediğimi de.

Benim için çok para kazanmak gerekli değil, şu anda sahip olduğum hayattan ve koşullardan memnunum. Yalnızca sevdiğim insanlar ile gelecek kaygısı olmadan, şu anki standartlarım ile yaşayabileceğim bir hayat istiyorum.

Her gün yeni bir şey keşfettiğim, öğrendiğim, yeni yerler gördüğüm, yeni deneyimler edindiğim bir hayat beni çok motive ediyor. Yani amaç, çalışmadan da aynı standardı yaşayabileceğim bir birikime ulaşana kadar planlı şekilde çalışmak. Sonrasında ise mutlaka çalışmaya devam edeceğimi düşünüyorum fakat o zaman çalışma şeklim, amacım değişecektir.

Şimdiye kadar hep bütçe seyahati yaparak bir çok ülke gördüm, ama daha listemde çok fazla yer var. Aslında gezip gördükçe bu liste azalmıyor, artıyor. Dünyayı gezmenin mesleğime de büyük katkı yaptığını düşünüyorum.

Büyük resimdeki hayalim, içimdeki yaratma dürtüsüyle hareket ederek insanlara faydalı olabilecek bir şeyler yarattığım, anlamlı bir hayat. Benim kendimi gerçekleştirdiğim nokta bu olacak sanıyorum. Henüz buralar flu, ancak insan kendinde sürekli bir şeyler keşfediyor, değil mi, bakalım hayat neler gösterecek.

Hayallerim için çalışmak beni motive ediyor. Bu yüzden yeri geldiğinde, bazı periyotlarda daha fazla çalışmayı, bazen de az çalışmayı normal buluyorum.

Freelance hayatın getirdiği, bazı insanların problem ettiği konular benim için problem oluşturmuyor. Örneğin bir müşterinin acil bir iş istemesi, tatildeyken bir dosya göndermek zorunda olmak gibi durumlar beni sinirlendirmiyor. Gittiğim her yere bilgisayar götürmeye çok alıştım, benim ve bilgisayarımın olduğu her yer benim için ofis.

Kısacası hem dünyayı gezme isteğim, hem de aile hayatımın getirdiği iki-ülkelilik hali, freelance çalışmayı bana çok uygun hale getiriyor. Şimdiye kadar dünyanın birçok ülkesinde ben, bilgisayarım ve hayal dünyam şeklinde çalışmışımdır.

Kendimi workaholic olarak görmüyorum, benim için hayatta daha öncelikli şeyler var, ama çalışmayı çok seviyorum. Bir şeyleri sıfırdan yaratmak bana inanılmaz bir tatmin veriyor, bu yüzden mesleğimin bana uygun olduğunu düşünüyor ve sevdiğim projelerde çalışırken hiç çalışıyor gibi hissetmiyorum.

Çalışma masamı nasıl düzenliyorum?

Çalışma ortamımın benim çalışma verimim üzerinde çok etkisi var. Bunu bildiğimden dolayı, ortam için bayağı özendim.

Evdeki bir odayı kendime ofis olarak dönüştürdüm. Duvarları boyadım, bana ilham olabilecek mobilyalar, çerçeveler seçtim. Baktığımda beni mutlu eden bir yerde olmak çalışma motivasyonu veriyor. Çalışma motivasyonunu biraz zor bulan, ama çalışmaya başladıktan sonra da zor bırakabilen bir kişiliğim var.

Çalışırken dışarıyı görmeyi seviyorum, o yüzden masayı odanın tam merkezine koydum, iki cepheden de dışarıyı görebiliyorum.

Masamın üzerinde mümkün olduğunca az eşya bulundurmaya çalışıyorum. Düzenli ve temiz görünmesi rahat ettiriyor. Bunu sağlayabilmek için masamın arkasına bir dolap koydum, tüm ofis gereçlerini, belgelerini burada tutuyorum.

Aynı şekilde odanın geri kalanı için de minimum, ama sahip olmaktan mutlu olduğum, beni estetik anlamda tatmin eden mobilyalar seçtim.


Peki, bir günüm nasıl geçiyor?

2. defa freelancerlığa başladığımda ilk seferki hatalardan ders alarak daha bilinçli ilerlemeye çalıştım. Şimdi yapmaya çalıştığım şey daha az efor ile işleri ilerletmek. Daha akıllı seçimler yaparak (hem müşteri hem de proje seçimi konusunda prensipler ile ilerleyerek) ve bazı süreçleri oturtarak çalışma düzenimi sağladım.

Müşterilerin çoğu dünyanın batı tarafından olduğu için günüm daha geç başlıyor ve bitiyor. Günde 5-6 saat çalışacak şekilde plan yapıyorum ve günün ilk yarısı daha hafif geçiyor.

Sabah kalkıp kahvemi koyup haber okuma, email yanıtlama işlerimi yapıyorum. 11 civarında kahvaltı yapıyorum. Kahvaltı sonrasındaki birkaç saatlik çalışma saati, gün içindeki en verimli zaman oluyor. Spora gittiğim günler 14:00 gibi çıkıp koşu-yürüyüş sonrası eve geliyorum ve birkaç saat daha çalışarak günü bitiriyorum.

Eğer toplantı veya interview varsa, zaten müşterilerin de saatine uyacağı için öğleden sonraya ayarlıyorum.

Rutin düzen dışında seyahate gideceksem işlerimi biraz ona göre ayarlamaya çalışıyorum. Seyahatte de gerektiğinde gün içinde zaman ayıracak şekilde bir düzen tutturuyorum, gündüz gezip akşam çalışma düzeninde oluyor genelde.

Düzensiz gelir stresini nasıl aşıyorum?

Freelancer olmadan önce gelirin düzensiz olacağını kabul etmek gerekiyor. Genelde Upwork ödeme sistemi (onaylanan işin ödemesinin 5-7 gün sonra gelmesi) ve projelerle yoğun olduğumda yeni işlere başvurmamam sebebiyle bir ay yüksek, diğer ay daha düşük bir gelir ile grafik dalgalı seyrediyor.

Ek olarak Amerika, Kanada ve diğer ülkelerde olan tatiller ve şirketlerin bütçe düzenleme takvimleri nedeniyle bazı aylar daha az yoğun geçerken bazı aylar çok yoğun geçebiliyor. Yoğunluğun az olduğu zamanlar ben de portfolyo yenileme gibi işlere yönelerek ve bunun geçici olduğunu kendime hatırlatarak geçiriyorum.

Düzensiz gelir stresini biraz daha azaltacak bir tavsiye verecek olursam da, müşterileriniz sizinle yaptığı projeden memnun kalırsa geri dönecektir ve çevresine de tavsiye verecektir. Bu şekilde, yeni projeler için geri dönen müşterileri gördüğünüzde eminim gelir stresi bir miktar azalacaktır.

Hem gelir stresi hem de freelancer olmanın getirdiği diğer problemleri aşmak için etrafınızdaki insanların ve bu dünyaya ait hissetmenin ne kadar önemli olduğunu söylemem gerek. Bu yüzden Birlikte İhracat’a katıldıktan sonra, kendimi benzer süreçlerden geçen ve ilham olacak insanlarla çevrelemek çok iyi geldi. Böyle bir topluluğa ilk freelance deneyimlerimde sahip olsaydım kesinlikle daha az zorlanır ve şimdi geldiğim noktaya çok daha kısa zamanda gelirdim.

Proje sürecim ve müşteri seçim taktiklerim

İlk yıllarımda yaşadığım birkaç olay sonrası ağzım yandıktan sonra müşteri ve proje seçiminin, proje sürecinde iletişimin önemini daha da anladım ve problemlerin önüne geçmek için bazı süreçler oluşturdum.

Müşteri seçimi konusunda Upwork’ün sunduğu bazı özellikler ve tavsiye edilen prensipleri (payment verified özelliği, müşterinin önceki işlerindeki yorumlara bakma, ödediği ortalama saatlik ücreti kontrol etme gibi) izliyorum. Bunun yanında müşteri filtreleme için kendim de aşağıdaki yöntemi kullanıyorum.

Özellikle deneyimsiz müşterilerin, tasarım projeleri için brief yazamadıklarını deneyimlediğimden, proje başlangıcında müşterilerin doldurması gereken bir form oluşturdum. Bu formda şirket ile ilgili, sundukları ürün/servis ile ilgili ve proje kapsamındaki tasarım ile ilgili bilgileri, beklentileri aldığımdan emin oluyorum. Bu formda görsel stil ile ilgili sorular da var ancak müşteri yeterli cevap vermediyse mutlaka ekstra sorular sorarak görsel stili belirleyerek işe başlıyorum.

Proje başlangıcında, zaman alıyor olsa bile her şeyi netleştirmek, sonrasında beni daha rahat ettiriyor. Bazı müşteriler brief oluşturmak için isteksiz oluyor, zamanı olmadığını söylüyor ise onlarla genelde çalışmıyorum.

Brief almak için form oluşturmanın birkaç farklı avantajı daha var. Hem sizin elinizde düzenli ve standartlaşmış bir kayıt oluşmuş oluyor, hem de müşteriye sizin oturttuğunuz bir sürecinizin olduğunu, tecrübenizi ve işinizi bildiğinizi gösteriyor.

Başka zorluklar ve hayat tarzı

Hani liseden mezun olup üniversiteye ilk başladığımızda kendimizi sudan çıkmış balık gibi hissederiz. Bu yeni dünyadaki deneyimimiz, neyi nasıl öğrendiğimiz ve kendimize kattığımız tüm bilgi ve tecrübeler kendi sorumluluğumuzdadır ve bu ilk başta zor gelir ya? İşte aynı durumu ilk freelance olduğumuzda da yaşıyoruz diye düşünüyorum.

Çünkü bir şirkette çalıştığınızda ne kadar maaş alacağınız, ne kadar çalışacağınız, işinizin kapsamı, sizden beklenenler, kendinizi geliştirmek için ne yapmanız gerektiği az çok bellidir. Ama freelancer olduğunuzda tüm bu sorumluluklar tamamen size ait ve olanaklar, seçenekler sınırsız!

Seçeneklerin sınırsız olması kendini hem dezavantaj hem de avantaj olarak gösteriyor. Son yıllarda aşırı popüler olduğu için çok kullanmayı sevmiyorum ama freelancer olmak hakikaten konfor alanından çıkarıp sizi bayağı bir sarsıyor. Ne kadar planlı olursanız olun, hazır olduğunuzu düşünseniz de bence her freelancer başta ufak çaplı depremler yaşıyordur.

Eğer sürekli yeni şeyler öğrenmek size zor gelmiyor, aksine seviyor iseniz güzel bir haberim var, kendi mesleğiniz dışında birçok şey öğrenmeniz gerekiyor! Başta şirket sahibi olmanın getirdiği finansal yük ve sorumluluklar, yaptığınız işi görünür kılmak ve yeni müşteriler/projeler alabilmek için pazarlama taktikleri, müşteri iletişimi, toplantı ve sunum becerileri… liste daha uzar.

Freelancer hayatını üniversiteye başlarkenki yaşadığımız değişime benzetmemin sebeplerinden bir tanesi de şu: Üniversitede aldığım tasarım eğitimi beni o kadar şekillendirdi ki, öncesinde nasıl bir insandım hatırlamıyorum ve hayata tasarımcı penceresinden bakmamak artık benim için imkansız gibi. Aynı şekilde freelancer olmak beni o kadar değiştirdi ki, öncesinde nasıldım hatırlamıyorum, benim için her an her yerde çalışmak çok normal ve yaptığım işin hayatım haline gelmesi, bir switch off butonu olmaması da benzer geliyor.

Kreatif sektörün getirdiği başka zorluklar da var, her bir proje yeniden doğuş gibi; kendi içinde keşif, depresyon, kabuktan çıkma, sunum, gergin bekleyiş şeklinde ilerliyor. Bana sorarsanız sıfırdan bir şey yaratmak hiç kolay değil, ama getirdiği tatmin de bu zorlukla orantılı şekilde büyük oluyor. Hep diyorum, “I hate it but I love it!”

Son olarak söylemek istediğim, yazdıklarımın biraz özeti gibi olsun, zorlukları elbette var, ama bu hayatı seçmiş olmaktan mutluyum ve benim hayat tarzıma uyduğu için bu şekilde çalışmayı, yaşamayı seviyorum. Bu hayat sizi her an geliştiriyor.

Talep gören bir uzmanlığınız varsa ve sürekli öğrenmek, kendinizi geliştirmek zor gelmiyorsa, freelancer olarak başarısız olabileceğinizi pek düşünmüyorum. Bu dünyada hepimize yer var, size göre olduğunu düşünüyorsanız, şimdiden hoşgeldiniz!

Upwork | Twitter | Instagram | Website

Topluluğa katıl

Freelancer olarak gelişmiş ülkelerde bizimle aynı işi yapanlarla aynı gelire sahip olmanın yollarını birlikte keşfediyoruz. Bu yolda bize katılmak istersen aşağıdaki butonu kullanabilirsin.